Gözü toplumda, kulağı halkta olan bir yazarın anısına Cide’nin Sarı Yazma’sı Rıfat Ilgaz / Yazgülü Aldoğan

İlginç olan şu: Rıfat Ilgaz dönemin ünlü yazarlarıyla arkadaş ama çoğu zaman farklı düşüncelere sahip: sevdiği dostları arasında Aziz Nesin’in “ toplumun yüzde 60’ı aptal” saptamasına hiç katılmıyor; ona göre toplum aptal değil aptallaştırılmış, yoksullaştırılmış.

Bu ülkede neyin kıymetini bildik ki insanın, aydının, ozanın kıymetini bilelim? Rıfat Ilgaz yazdığı ikinci şiir kitabından hemen sonra tutuklanıyor. Bundan sonraki yaşsmı yazmak, tutuklanmak ve hapisane ve hastane arasında geçecektir.

Cide doğumlu Ilgaz Kastamonu’da öğretmen okulunu bitirdikten sonra önce ilkokul öğretmenliği yapar, Gazi Üniversitesi edebiyat bölümünden mezun olduktan sonra Türkçe öğretmeni olarak çalışır. Edebiyata da yönelir ve ikinci şiir kitabı sıkıyönetim tarafından toplattırıldıktan sonra tutuklanır. Dile kolay: yazdığı şiir, öykü, roman, oyun, deneme, anı, çocuk kitaplarının sayısı 70’i buluyor. Ama toplum onu daha çok Hababam Sınıfı’nın yazarı olarak tanıyor. Ertem Eğilmez’in filme çektiği ve Tarık Akan’dan Münir Özkul’a pek çok ünlü oyuncunun rol aldığı ve hatta ünlerini bu oyuna borçlu oldukları Hababam Sınıfı bütün toplum tarafından çok seviliyor. İlginç olan şu: Rıfat Ilgaz dönemin ünlü yazarlarıyla arkadaş ama çoğu zaman farklı düşüncelere sahip: sevdiği dostları arasında Aziz Nesin’in “ toplumun yüzde 60’ı aptal” saptamasına hiç katılmıyor; ona göre toplum aptal değil aptallaştırılmış, yoksullaştırılmış. Bunu da eğitimciler, eğitim sistemi yapmış. Hababam Sınıfı’nda da eğitimcileri eleştirmesi bu yüzden. Ve Ertem Eğilmez’i bunu yeterince vurgulamadığı için eleştiriyor. Eserlerindeki ayırt edici özelliklerinden biri de mizah. Aziz Nesin’in aksine gülmece değil mizah diyor ve çok kullanıyor.

Niye Ilgaz?

Rıfat Ilgaz en çok da memleketi Cide’yi seviyor. Cide halkı da hemşerisi Rıfat Ilgaz‘ı hiç unutmuyor ve onu her yıl ölüm yıldönümünde düzenlenen bir anı festivaliyle anıyor. Rıfat Ilgaz’ın ölüm tarihi 7 Temmuz 1993 de rastlantı değil: Sivas Madımak oteli katliamında hayatını yitiren çok sevdiği dostu Asım Bezirci‘nin yanarak ölümüne o kadar canı yanıyor ki ondan birkaç gün sonra o da hayatını kaybediyor.Yazarın yaşamı hastane ve hapishane arasında gidip gelmekle geçmiş derken bir benzetme yapmıyorum. Çok genç yaşta geçirdiği hapisane yıllarında tüberküloz hastalığına yakalanan Rıfat Ilgaz sık sık sanatoryumlarda kalarak tedavi oluyor ama bir türlü iyileşemiyor çünkü her çıkışta onu yine hapishane bekliyor. İnsana tutkun, insanı seven Rıfat Ilgaz’ın “Son şiirim” adını verdiği şiiri şöyle : Elim birine değsin, Isıtayım üşüdüyse Boşa gitmesin son sıcaklığım! 19.10.1991

Çocukları

Nedense şairin hayatından geçen kadınlarla ilgili hemen hemen hiç bilgi verilmiyor hayat hikayelerinde: Rıfat Ilgaz, kadınları da çok sevmiş hiç kuşkusuz. Üç kez evlenmiş ve bu evliliklerden bir oğlu iki kızı olmuş: en küçük kızına verdiği isim Defne. Oğlu Aydın Ilgaz ise uzun yıllar Çınar Yayınevinde babasının kitaplarının Editörü ve yayıncısı oldu. Ne yazıkki onu da yakında da kaybettik.

Yeşil, lacivert ve pembe

Rıfat Ilgaz’ı, ilk kez geldiğim Cide’de dostları ve gençlerle birlikte anıyoruz. Cide’ye bir gelenin bir daha ayrılamamasını anlıyorum. Yeşilin bu kadar koyu, Hatmi çiçeğininin (Hibiscus Syriacus) bu kadar sere serpe yayıldığı, denizin bu kadar haşin ve lacivert olup yeşil çayla buluştuğu ve bu manzarayı yukarıdan seyreden ulu tepelerin beyaz bulutlarla süslendiği manzara az bulunur! Buranın bir güzelliği de Cidelilerin içmeyi, özellikle de rakıyı çok sevmeleri. Rıfat Ilgaz’a da misafirliğe giden rakısını, leblebisini götürür, sohbet muhabbet öyle koyulaşırmış. Tabii son zamlarla bu adetler nasıl sürer bilemiyorum?

İstanbuldalar

Ne ki ekmeğini arayan Kastamonu ve Cideliler, Sıvaslılardan sonra İstanbul’a en çok göç edenlermiş ve Kasımpaşa, Haliç civarında otururlarmış! Eskiden İstanbullular onları küçümsemek için Hödük dermiş! Diyorum ya, kimse kimsenin kıymetini bilmiyor. Sokaklarında terrier, setter, king charles cinsi terkedilip kulağı küpeli sokak köpeği olmuş canlar dolaşıyor! Cide Belediyesi ise internette Rıfat Ilgaz’ın kulaklarını çınlatacak mizahi paylaşımlar ve birbirinden güzel fotoğraflarla yerli yabancı turistleri Cide’yi gezmeye çağırıyor. Bir zamanlar limana Karadeniz ringi yapan gemiler gelir, balıkçılar motorla indi bindi yaparak yolcuları taşır, para kazanırmış. Hatta Japonlar dahil yabancı turistler bile yelkenlilerle gelir, limanda dinlenirmiş.

Arap da yok

Neyse ki şimdilik Arap turistler burayı keşfetmemiş de öndeki adamın arkasında tek sıra d

Dolaşan kara çarşaflı kadınlar yok! Lafı nereden nereye getirdik; Cide’den sevgi selam herkese! Rıfat Ilgaz okuyun, çok aydınlatıcı.

https://www.politikyol.com/gozu-toplumda-kulagi-halkta-olan-bir-yazarin-anisina-cidenin-sari-yazmasi-rifat-ilgaz/