Babalar ve oğullar, benim yazar/oğul ilişkilerinde dikkatimi çeker.
Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz da listenin başında yer alanlardan biriydi.
Babasının kitaplarını, adını yaşatmak için olağanüstü çabadan vazgeçmedi.
Yakından tanıdığım bir dosttu, Rıfat Ilgaz’la ilgili bütün toplantılarda buluşurduk. Onun çabası bizim için geri döndürülemez bir çağrıydı.
Yayınevleri kurdu; babasının kitaplarının daha çok okunması, bilinmesi için yaptıkları birçok oğula örnek olacak derecedeydi.
Burada unutulmaz bir anımı da iletmek isterim.
Rıfat Ilgaz da yakından tanıdığım, sevdiğim, okuduğum bir yazardı.
Biz Aydın Ilgaz’la Divan’da buluştuk, bana bir öneri getirdi.
Rıfat Ilgaz Günü yapılacaktı, günü benim hazırlamamı, yönlendirmemi, yönetmemi istemiş.
Anılarım arasında unutamadığım bir geceyi yaşattılar bana.
Bir askeri darbeden sonra Şan Sineması’nda düzenlendi. Salon dolmuş, ayakta duranların yanı sıra dinlemek için Şan Sineması’nın merdivenlerine oturanlar bir sevgi gösterisinin mensuplarıydı.
Geceye katılanları da sevgiyle, özlemle anımsıyorum: İlhan Selçuk, Leylâ Erbil, Şükran Kurdakul.
Aydın Ilgaz, ‘Hababam Sınıfı’ için şöyle konuştu:
“Babamın Kastamonu Muallim Mektebi anılarından yola çıkarak yazmaya başladığı dizi, benim yatılı okuduğum Kabataş Erkek Lisesi’nde yaşadıklarımla zenginleştirildi.”
Aydın Ilgaz, ‘Sarı Yazma’ üzerine de düşüncelerini iletmişti:
“Bir şairin -babamın-, geçmişiyle açık ve içten hesaplaşması.”
Rıfat Ilgaz’la ilgili her toplantıda, kitap fuarlarında babasının kitapları başında onu sevgiyle, özlemle anacağım.
Geride kalanlara da başsağlığı diliyorum.
OYUN YAZARLARI ARANIYOR
TRT2’de Hülya Koçyiğit’in pazar günkü programında, konuğu oyuncu ve seslendirme sanatçısı Adnan Biricik’ti.
Sanatçı yeni oyun yazarlarına çağrıda bulundu. Tiyatroların onları sahneye getirmelerini diledi.
Ben de iyi oyun yazarı Memet Baydur’un Kırmızı Kedi Tiyatro dizisindeki yeni kitabını bir hatırlatma amacıyla yazdım.
Tanıtım yazısı şöyle:
“Öykü ve denemeleriyle Türkçenin güzel örneklerine imza atmış Memet Baydur, bilhassa oyunlarıyla edebiyatımızda benzersiz bir yere sahiptir.
Çoğu Devlet Tiyatrosu sahnelerinde ve özel tiyatrolarda sahnelenmiş ve sahnelenmeye devam eden yirminin üzerinde oyun yazmış, 80’li ve 90’lı yıllar Türk tiyatrosuna damgasını vurmuştur.
Şaka ile ciddiyetin tam ortasında, kimi yerlerde ironisi ve sivri diliyle Oğuz Atay’ı andıran bir oyun yazarıdır Baydur. Onun ‘özellikle ve özellikle’ tekrarlı, ses benzeşmeli, bol kelime oyunlu diyaloglara dayanan ve bu sayede yazının sınırlarından kurtulan oyunları için Cevat Çapan şöyle der:
‘İlginç bir kimyasal madde kullanıyor sanki Memet Baydur. Öyle durumlarla, sözlerle karşı karşıya getiriyor ki insanları, önemliymiş değerliymiş gibi görünen sözlerin ne kadar sahte olduğu, ne kadar gülünç olduğu ortaya çıkıyor. Tabii bunun gülünçlükle birlikte acıklı bir yanı da var.’”
Toplu Oyunlar – 1
– Limon
“Limon’un yazılmasında yardımlarını esirgemeyen Emo, Suat Nazif, Oğuz Atay, Nebî, Nabî, Nietzsche, Milan Kundera, Robert Stevenson, Carl Orf, Domenico Modugno, John Berger, Vincent Van Gogh, Ömer Kırşan, Miguel Cervantes, Orhan Veli, Kemal Tahir, Metin And, Marlon Brando, Melike Baydur, Çetin Altan, Aziz Nesin, Avni Anıl, William Shakespeare, Duke Ellington, Claude Bolling, Charlie Parker ve Harold Pinter’a teşekkür ederim.
Onların ve diğerlerinin yapıtları olmasaydı Limon oyunu da olmazdı.”
– Gün Gece / Oyun Ölüm
Oğuz Atay’ın anısına
– Yalnızlığın Oyuncakları
Sina Baydur için
“Ölüm, hayat gibi, hiçbir zaman tek başına gelmez.”
– Kadın İstasyonu
1988 İnönü Vakfı Ödülü
Edip Cansever için
– Cumhuriyet Kızı
– Kuşluk Zamanı
(Kısa Oyunlar)
– Koridor
– Çıpra/Karagöz
– Suya Çizgi
– Küskünler Oteli
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/dogan-hizlan/aydin-ilgazin-ardindan-42191515